Yediğimiz Yiyecekler Ne Kadar Sağlıklı?
YEDİĞİMİZ YİYECEKLER NE KADAR SAĞLIKLI?
Sağlıklı beslenmek, sıkı düzenlenmiş diyetlerle, ideal ölçülere girmek umuduyla sevdiğiniz besinlerden kendinizi mahrum etmek ya da sadece diyetinizi belli besin maddeleriyle sınırlamak demek değildir. Sağlıklı beslenmek, kendinizi bedenen dinç ve enerjik, ruhen de iyi ve mutlu hissedecek beslenmek, şekilde yeterli ve dengeli beslenmektir.
Öte yandan pek çok sağlık probleminin altında yatan temel ve hazırlayıcı neden, yetersiz ve dengesiz beslenmedir.
Modern dünyada teknolojik uygulamalardaki gelişmeler, gıda üretim ve hazırlama endüstrilerini de etkilemektedir. Artık pek çok farklı gıdaya daha hızlı ve daha kolay ulaşmak mümkün. Ancak bununla birlikte gıdaların daha uzun süre dayanabilmesi ve artan talebi daha hızlı karşılayabilmek gibi sebeplerle gıdaların besin değerlerinin azalması riski de ortaya çıkmaya başladı.
Günümüzde sağlıklı beslenmek isteyen tüketiciler, doğru besinlere ulaşmaya çalışırken modern dünyanın ve gelişmiş gıda teknolojilerinin kendilerine sunduğu seçeneklerden hangilerinin gerçekten doğru seçim olabileceğine karar vermekte zorlanabiliyor. Mevcut koşullara baktığımızda zorlanmakta hiç de haksız olmadıklarını görüyoruz.
Bilim insanları son 25 – 30 yıldır gelişmiş teknolojik gübreleme ve sulama gibi verim arttırma yöntemlerinin, gıdaların miktar ve büyüklüğünü artırırken besin değerlerini azalttığını bildirmektedir. Daha büyük ve hızlı büyüyen ürün birçok durumda büyüklüğüyle orantılı besin elde edemez veya sentezleyemez, dolayısıyla mevcut besin değerleri seyrelerek azalır. Bu durumda elde edilen mahsul artışına karşılık besin değerlerinden taviz verilmiş olunur.*
Günümüzde manav raflarında sergilenen albenili sebze ve meyveler daha büyük olsalar da daha çok besin içerdikleri pek söylenemez. Sıklıkla nişastalı karbonhidratlardan ibaret olan kuru maddeler, ürünlerdeki vitamin ve mineralleri seyreltir. Daha fazla hasat elde edilmesi için yapılan seçici ıslah nedeniyle ortaya çıkan bu durum gıda ürünlerindeki protein, amino asit, vitamin ve minerallerde eksikliğe yol açar. Bugün bu durum o kadar vahim hale gelmiştir ki, marketlerden alınan pek çok sebze ve meyveler magnezyum, demir, kalsiyum ve çinko mineralleri açısından 50 yıl öncesine göre %5-40 daha fakirdir.
Örneğin 30 yıl önce 100 gr ıspanakta yaklaşık 62 mg magnezyum ve 51 mg C vitamini varken, bu değerler bugün organik olarak elde edilmeyen pek çok tarım ürününde olduğu gibi % 65 – 70’lere varan oranlarda azalarak 15 gr magnezyum ve 18 gr C vitamini düzeyine kadar düşmüş durumdadır.* Sağlıklı beslenme ve zayıflama diyetlerinde sıkça yer alan başka bir gıda, brokolinin de 100 gramında, bundan 30 yıl önce yaklaşık 100 gr kalsiyum ve 45 gr folik asit varken, bugün ancak 30 gr kalsiyum ve 20 gr civarında da folik asit bulunduğu tespit edilmiştir.*
Peki neden? Sadece hızlı şekilde ve daha fazla ürün elde edebilmek adına yapılanlar mı? Aslında bunların haricinde hava, su ve diğer çevre kirliliğine neden olan etmenler sonucunda toprağın daha verimsiz hale dönüşmesi; uzun süre saklanabilme amacıyla kullanılan kimyasallar, katkı maddeleri; saklama ve nakliye koşulları da yediğimiz içtiğimiz gıdaların besin değerlerinin giderek azalmasına yol açmaktadırlar.
Bu durumda insanlar ihtiyaçlarını karşılayabilmek için daha fazla gıda tüketmeye yönlendirilmektedirler. Daha ucuz olduğu sanılarak daha fazla miktarda tüketilen gıdaların çoğu ise ya besin değeri düşük ya da gereksiz yüksek kalori içeren gıdalardır. Oysa tüketilen yiyeceklerin kalorisinden çok besin değerleri önemlidir.
Örnek vermek gerekirse, makro besinlerden karbonhidrat kaynağı olan ve yaklaşık 70-140 kalori içeren bir dilim ekmek, vitamin ve mineraller bakımından fakirken; yine aynı miktarda kalori içeren ve karbonhidrat kaynağı olarak değerlendirilebilecek orta boy bir elma vitamin ve mineraller bakımından çok zengindir.
Ülkelerin ve hatta aynı ülkedeki farklı bölgelerin ekonomik ve sosyal durumlarına göre değişmekle beraber besin değeri yüksek gıda ürünlerini her zaman kolayca ve ekonomik şekilde elde etmek mümkün olmamaktadır. Böyle durumlarda yeterli ve dengeli beslenmeyi desteklemek adına besin takviyelerinden faydalanılabilir. Güvenli koşullarda hazırlanmış besin desteklerini tavsiye edilen miktarlarda ve şekillerde tüketerek vücudumuzu, ihtiyacı olan protein, karbonhidrat, vitamin ve mineralleri karşılamasında destekleyebiliriz.
Dr. İsmet Tamer
Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi
*Kaynak: 1985 Geigy İlaç Şirketi, 1996/2002 Karlsruhe Gıda Laboratuarı, Obertal Sanatoryumu
Yorumlar -
Yorum Yaz